Son yıllarda dünya genelinde süregelen ticaret savaşları, ülkelerin ekonomilerine ve uluslararası ilişkilerine önemli etkilerde bulunurken, ABD'de durum daha da karmaşık hale geldi. Özellikle 2016'dan bu yana Donald Trump’ın yürüttüğü ticaret politikaları, birçok Amerikalı için umut vadediyordu. Ancak, son dönemde yaşanan gelişmeler, Trump’a olan destek oranlarının düşmesine neden oldu ve bu durum, ekonomide beklenen olumlu değişimlerin yanı sıra seçim sonuçlarını da etkileme potansiyeli taşımakta.
Trump yönetiminin ticaret politikaları, korumacı yöntemlerle birlikte dış ticareti dengelemeyi ve yerli üretimi artırmayı hedefliyordu. Ancak, başta Çin olmak üzere bazı ülkelere karşı uygulanan yüksek tarifeler, yerel şirketlerde maliyet artışlarına ve dolayısıyla tüketici fiyatlarının yükselmesine sebep oldu. Bu durum, ortalama bir Amerikalı için doğrudan etki yaratarak yaşam standartlarını olumsuz etkiledi. Ticaret savaşının başlangıcında, sağlanan istihdam artışları ve yerli üretim artışı gibi olumlu gelişmeler göz önüne alındığında, seçmenlerin Trump’a desteği yüksek oranlarda seyretti. Ancak, zamanla bu durum değişmeye başladı.
Yapılan anketler, özellikle sanayi ve tarım sektöründe çalışanların büyük bir kısmının, ticaret savaşının negatif etkilerinin farkına vardıklarını ve bu nedenle Trump'a olan desteklerinin azaldığını gösteriyor. Tarım sektöründeki birçok çiftçi, yüksek girdi maliyetleri ve artan belirsizlik yüzünden zor günler geçirmekte. Çiftçi desteklerinin azalması ve ihracat pazarlarının daralması, özellikle 2024 seçimleri öncesinde bu kitle üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor.
Ticaret savaşının yarattığı olumsuz etkiler sadece iş gücü ve tarım sektörü ile sınırlı kalmadı. ABD ekonomisinin genel durumu da son dönemde tartışmalı bir konu haline geldi. Yüksek enflasyon, faiz artışları ve küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıklar, birçok Amerikalının yaşamını zorlaştırırken, bu durum neticesinde Trump’a olan destek, daha geniş bir kitle arasında erozyona uğradı. Ekonomik sıkıntıların yanı sıra, yönetiminin izlediği dış politika ve sosyal konular üzerindeki tutumları da seçmenlerdeki desteği etkileyen diğer önemli faktörler arasında yer alıyor.
Ekonomik verilerin yanı sıra halkın hissettiği yaşam standardındaki düşüş, özellikle eğilimlerin değişiminde önem taşıyor. Trump’ın 2020 seçimlerinde elde ettiği zafer, büyük ölçüde ekonomik büyümeye ve istihdam oranlarına dayanıyordu. Ancak, mevcut durum bu sefer pek de iyi görünmüyor. Bu koşullar altında, Trump ve Cumhuriyetçi Parti, 2024 seçimlerinde yeniden iktidara gelmek için ne tür stratejiler geliştireceklerini düşünmek zorunda kalıyorlar.
2024 seçimlerine yönelik anket sonuçları gösteriyor ki, anti-Trump eğilimleri giderek artmakta. Bu durum, Cumhuriyetçi Parti içinde de bölünmelere neden olabilirken, Trump’ın ticaret politikalarındaki başarısızlıkları, muhalefeti güçlendirebilir. Demokratların yanı sıra, üçüncü partilerin de artan etkisi, Trump’ın ikinci kez seçilme şansını daha da karmaşık hale getirebilir.
Sonuç olarak, ticaret savaşının geri teptiği ve bu durumun ABD vatandaşları üzerindeki etkileri, Trump’a olan desteği ciddi şekilde azaltmakta. İlerleyen süreçte, hem ekonomik hem de siyasi dengelerin nasıl şekilleneceği merak konusu. Biden yönetiminin ticaret politikaları ve diğer konulardaki tutumu, bu değişimlerin hangi doğrultuda evrileceğini belirleyecek önemli unsurlardan biri olacak. Seçim sürecinin ilerlemesiyle birlikte, Amerikalıların nasıl bir tepki vereceği ise ülkenin geleceği açısından kritik bir öneme sahip.