Tarım sektörü, iklim koşullarındaki ani değişikliklerden en fazla etkilenen alanlardan biri olmuştur. Son günlerde yaşanan don olayları, özellikle narenciye ve sebze üretiminde büyük kayıplara yol açtı. Türkiye'nin önemli tarım ürünlerinden biri olan domates, bu olumsuz hava koşullarından nasibini alarak rekoltesinde ciddi düşüşler yaşadı. Tezgahlarda kiloda 450 liraya kadar yükselen fiyatlar, hem üreticiyi hem de tüketiciyi etkiledi. Üreticiler, yaşanan don olaylarının özellikle domates ekili arazilerin büyük bir bölümünde hasara yol açtığını belirtiyor. Bu durum, özellikle bahar aylarında taze sebze almak isteyen tüketicilere ağır bir yük getirdi.
Domates yetiştiriciliği, Türkiye ekonomisi ve tarım sektörü için büyük bir öneme sahiptir. Ancak, son günlerde yaşanan don olayları, birçok domates üreticisinin hayalini suya düşürdü. Bu olayın etkileri sadece rekolte kaybıyla kalmayıp, aynı zamanda fiyatlarla da kendini gösterdi. 2023 yılının başlarında 100-150 lira bandında gezinen domates fiyatları, don olaylarından sonra 450 lirayı buldu. Uzmanlar, bu durumun ilerleyen dönemlerde sebze fiyatlarını da olumsuz etkileyeceğini öngörüyor. Donun etkisi, sadece hemen yaşanan kayıplarla sınırlı kalmayıp, gelecek yıllardaki üretim planlarını da derinden sarsabilir.
Fiyatların bu denli yükselmesi, özellikle de sofralarında taze sebze ve meyve bulundurmak isteyen aileler için büyük bir zorluk oluşturuyor. 450 lira gibi bir fiyat, birçok ailenin bütçesini sarsacak derecede yüksek. Tüketiciler, artan maliyetler karşısında alternatif ürünlere yönelmek zorunda kalıyor. Çiftçiler, rekoltede yaşanan kayıpların yanı sıra artan maliyetler, iş gücü giderleri ve tarım girdilerinin yükselmesi gibi sorunlarla da başa çıkmak zorunda. Tüketici ve üretici arasındaki bu dengesizlik, tarım sektöründe rekabetin azaltılması ve yerel pazarların güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Uzmanlar, domates rekoltesinde beklenen düşüşün yanı sıra diğer sebzelerde de benzer sorunların yaşanabileceğini ifade ediyor. Özellikle soğuk hava koşullarının, tarım takvimini nasıl etkilediği ve üretim planlamalarının ne ölçüde değişmesi gerektiği konusunda tartışmalar sürüyor. Geçmiş yılda yaşanan aflatoksin gibi hastalıklar ve kuraklık, don gibi hava olayları ile birleştiğinde, tarımda risk faktörlerini daha da artırıyor.
Bu koşullar altında, tüketicilerin sağlıklı gıda erişimini sağlamanın yollarını aramak ve üreticilerin de sürdürülebilir bir tarım uygulamasına geçmesi büyük önem taşımaktadır. Devlet, tarım destekleri ve teşvikleri ile üreticilere yardımcı olmalı, bu durumun akademik ve pratik yönlerini karşılamaya çalışmalıdır. Ayrıca, alternatif ürün yetiştiriciliğine yönelmenin yanı sıra, yerli tarım ürünlerinin sürdürülebilirliğinin teşvik edilmesi gerektiği de bir gerçek. Sonuç olarak, Türkiye'de tarımsal üretim ve tüketim dengesi sağlanmadığı sürece, bu tür sorunların devamlılık göstermesi kaçınılmazdır.
Sonuç olarak, yaşanan don olayları hem tarımda hem de tüketimde ciddi sorunlara yol açmış durumda. Domates fiyatlarının 450 liraya ulaşması, sadece bu ürün için değil, tüm tarım sektörü için alarm zilleri çalmaktadır. Hem üretici hem de tüketici, gelecekte bu tür olumsuz gelişmelerle daha sık karşılaşmamak adına birlikte harekete geçmeli ve çözüm yolları aramalıdır.