11 Haziran 2025 tarihi, ÖSYM (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi) tarafından yürütülen sınavların sonuçları ile ilgili önemli bir gün olarak hafızalara kazındı. Bu tarihte, Aday İşlemleri Sistemi (AİS) üzerinde yaşanan teknik aksaklıklar, adayların sonuçlarına ulaşmaları konusunda zorluk yaşamalarına neden oldu. Peki, AİS neden açılmıyor? ÖSYM’de gerçekten bir sorun mu var? Öğrenciler ve aileleri için bu kriz anında yaşanan tüm gelişmeleri aktarıyoruz.
Neredeyse her yıl binlerce öğrencinin hayatını etkileyen ÖSYM sınavları, zaman zaman teknik sorunlarla gündeme gelmektedir. Ancak 11 Haziran 2025, AİS’nin yavaş açılması ve sonunda tamamen devre dışı kalmasıyla öğrencilere ve ailelerine paniğe neden oldu. Sistem üzerinden yapılan açıklamalara göre, AİS’nin yoğun trafik altında kalması ve bazı güncellemelerin gereğinden fazla uzaması, bu durumun temel sebepleri arasında yer aldı. Sistem, aşırı yüklenme nedeniyle yavaş yanıt vermeye başladı ve belirli bir süre sonra tamamen kapandı.
ÖSYM, sorunun çözülmesi için çalışmalar yapıldığını bildirirken, öğrencilerin sabırlı olmaları gerektiği vurgulandı. Ancak sosyal medyada ve öğrenci forumlarında, kullanıcılar sistemi kullanmaya çalıştıkça gittikçe daha fazla sorun yaşadıklarını dile getirdiler. “ÖSYM sürekli çöker mi?” gibi eleştiriler de artarak devam etti. Hemen hemen her aday, sonuçlarını öğrenmek için AİS’yi açmaya çalışsa da, beklenen cevap bir türlü alınamadı.
ÖSYM, yaşanan sıkıntılarla ilgili resmi bir açıklama yaptı ve durumun kontrol altına alındığını duyurdu. Bu açıklamada, anlık sistem yoğunluğunun etkisinin büyük olduğu vurgulanırken, kullanıcıların teknik aksaklıklar sırasında belirsizlik yaşamamaları için verilen sürelerin kısıtlı olacağı ifade edildi. AİS’nin düzeltilmesi için çalışmaların da hala devam ettiği bilgisi verildi. Ancak bu açıklama, çoğu öğrenci ve aile için tatmin edici olmadı.
Çeşitli sosyal medya platformlarında, öğrencilerin ve ailelerin ÖSYM’ye yönelik eleştirileri giderek arttı. Özellikle ÖSYM’nin sürekli yaşanan problemlere çözüm bulamaması, hedef tahtasına dönüşmesine neden oldu. Öğrenciler, sorunların devam etmesinin kendilerini ne kadar endişelendirdiğini ve gelecekteki sınavlara olan güvenlerini sarsıldığını dile getirdiler. Bazı kullanıcılar ise yaşanan aksaklıkları, devlet kurumlarının dijitalleşme sürecinde karşılaştıkları zorluklar ve eksikliklerle ilişkilendirerek düşündürücü bir durumun var olduğunu öne sürdü.
Kısa süre içinde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen iletişimlerin miktarı arttı ve öğrenciler, bu durumun asla kabul edilemeyeceğini belirterek tüm sosyal platformlarda kampanya başlattı. “Sınav sonuçlarımız ne olacak?” sorusu, sosyal medyada en çok dile getirilen konulardan biri haline geldi. Birçok öğrenci, sadece başarılı olmak için değil, aynı zamanda gelecek hayalleri için büyük çaba sarf etti ve bunun karşılığında yaşanan aksaklıkların kendilerini nasıl olumsuz etkilediğini anlatmaya çalıştılar.
Sistem düzeltilene kadar geçen süre boyunca, pek çok aday expectatif yerleştirme sonuçlarını etkileyebilecek endişeleri de göz önünde bulundurularak gelecek günlerde ne gibi adımlar atılacağına dair ÖSYM'nin açıklamalarını takip etmek zorunda kaldı. ÖSYM’nin bu tür ilerlemeleri göz önüne alındığında, hızlı ve etkili bir çözüm sunulması umudu devam etmekte.
Uzmanların bu konudaki yorumlarına da dikkat çekmekte fayda var. Eğitim teknologları, AİS sisteminin altyapısındaki eksikliklerin ve güncellemelerin yeterince hızlı bir şekilde yapılmamasının bu tür krizlere neden olduğunu belirtiyor. Özellikle sınav dönemlerinde sistemin aşırı yüklenmesi kaçınılmaz hale geliyor. Bu sebeple, ÖSYM’nin uzun vadeli çözüm stratejileri geliştirmesi ve teknik altyapıyı güçlendirmesi gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, 11 Haziran 2025 tarihinde yaşanan AİS sistemi ile ilgili sorun, hem öğrenciler hem de aileler için bir belirsizlik ortamı yarattı. ÖSYM’nin konuyla ilgili aldığı önlemler ve geliştireceği planlamalar, ders çıkarılması açısından büyük önem taşıyor. Gelecekte bu tür sorunların bir daha yaşanmaması adına çözüm önerilerinin dikkate alınması ve sistemin sürekli güncellenmesi, katılımcıların güvenini yeniden kazandırmak için elzem. Öğrenciler, ÖSYM’nin bu süreci nasıl yöneteceğini merakla beklemeye devam ediyor.