Yaklaşık 20 yıl önce, yani 7 bin 300 gün önce, hayatlarından bir parça eksilen yakınları, kaybolan İlayda için hâlâ umut taşıyor. Günler geçse de bu kayıp, aileler için bir yaradır. Ailenin gerekli tüm çabaları göstermesine rağmen, İlayda'nın bulunması için yıllar süren mücadeleler büyük bir yol kat etmedi. Ancak şimdi, günümüz teknoloji devrinin sunduğu yeniliklerden biri olan yapay zeka bu kaybı yeniden gündeme taşıdı. Yapay zeka, kaybolan bir kişinin yeni bir fotoğrafını oluşturma kabiliyeti sayesinde, İlayda'nın görünümünü yeniden yaratıyor. İnsanların kaldırdığı kaygı ve umut, bu teknolojiyle tazelendi.
Günümüzde yapay zeka, sadece sanayi ve sağlık alanlarında değil, aynı zamanda kaybolan bireylerin bulunmasında da önemli bir rol üstleniyor. Uzmanlar, kaybolmuş kişilerin yüz özelliklerini ve alışkanlıklarını dikkate alarak yeni görseller oluşturabiliyor. Bu sayede, belki de yıllar önce terk edilen izlerin peşine düşen araştırmacılar, yeni bir umut ışığı görmeyi umuyor. İlayda'nın kayboluşu üzerinden geçen zaman zarfında, aile üyeleri günlük hayatlarını sürdürebilmek için büyük çabalar harcadı. Ancak her güne yenilenen bir umutla başlamak, çoğu zaman dayanılmaz bir yük haline geldi. Aile, bu süreçte çeşitli yardım kuruluşlarından ve medya kanallarından büyük destek aldı fakat tüm bu çabalara rağmen İlayda'nın izine rastlanılamadı.
Yapay zeka sayesinde sunulan yeni çözümler, kaybolan İlayda’nın aile üyelerine bir kez daha mücadele etme gücü sağlıyor. Teknoloji, insan doğasının en güçlü yönü olan umudu yeniden canlandırma adına önemli bir araç haline gelmiştir. Yüz tanıma sistemleri ve derin öğrenme algoritmaları kullanılarak oluşturulan yeni görsel, İlayda’nın o dönemki gençlik dönemindeki yüz hatlarını yansıtmayı hedefliyor. Bu sayede, günümüzdeki aracılar ve gönüllüler, eski fotoğraflar ve bu yeni yapay zeka destekli görsellerle, İlayda'nın bulunması için yeni arayışlara koyuluyor. Arama çalışmaları, hem sosyal medya üzerinden hem de yerel organizasyonların bir araya gelmesiyle güçleniyor. Aileler, sosyal medya platformlarını kullanarak olarak insanların dikkatini çekmeye devam ediyor.
Medya kuruluşlarının ve gönüllü grupların etkinlikleri sayesinde İlayda'nın hikayesi, zamanla büyük bir kitleyi etkileyerek yayıldı. Yapay zeka uygulamaları üzerinden yapılan bu çalışmalar, gündelik yaşamda kaybolan bireylere yeniden dikkat çekmenin yanı sıra, ailelerin yaşadığı acının anlaşılmasına ve hafifletilmesine de katkı sağlıyor. Toplumumdaki her birey, kaybolan insanların hikayelerine dair daha fazla bilgiye ve empatiye sahip oldukça, bu durumun üstesinden gelinmesi daha mümkün hale geliyor. Geçmişte teknoloji bu yönde büyük eksiklikler gösterirken, artık modern dünyamızda konuya duyarlılığı artıran gelişmeler yaşanmakta.
İlayda’nın durumunun bu denli popüler hale gelmesiyle birlikte, daha fazla insanın dikkatini çeken sosyal medya kampanyalarının da önemli bir katkı sağladığı aşikar. Hem yerel hem de ulusal düzeyde destek mekanizmaları oluşturularak, toplumun her kesimine ulaşmaya çalışılıyor. Bu süreçte, kaybolan bireylerin ailelerine yönelik psikolojik destek de oldukça önemli bir yer tutuyor. Umudunu kaybetmiş ailelerin yaşadığı duygusal yıkımın üstesinden gelmek için, çeşitli uzmanlarla birlikte düzenlenen yan etkinlikler ve destek grupları oluşturuluyor.
Sonuç olarak, 7300 gün boyunca kaybolmuş bir birey olarak İlayda'nın hikayesi, teknolojinin sağladığı yeniliklerle yeniden gün yüzüne çıkıyor. Yapay zeka uygulamaları ve sosyal medya kampanyaları, bu kaybı unutmadığımızı ve her zaman umudun var olduğunu hissettiriyor. Gelişmiş teknolojilerin yardımıyla, İlayda'nın bulunduğu yeri bulmak, yalnızca ailesinin değil, aynı zamanda tüm toplumun görevi haline geldi. Bu dayanışma ruhuyla, kaybolmuş birçok bireyin ve onların ailelerinin umudunu yeniden yeşertmek mümkün olabilir. Her yeni gün, belki de yeni bir gelişme, yeni bir umut demektir ve bu umut, insanların bir araya gelmesiyle kurulduğu sürece var olmaya devam edecektir.