İstanbul'un Bakırköy ilçesinde 10 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşen 4.2 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki bazı metruk yapıları olumsuz etkiledi. Özellikle, uzun zamandır kullanılmayan ve bakımsız bir şekilde bekletilen bir binanın çökmesi, vatandaşlar arasında paniğe yol açtı. Bu durum, İstanbul genelinde eski ve yıkılmaya yüz tutmuş binaların yeniden gündeme gelmesine sebep oldu.
Depremin meydana geldiği an, çevrede bulunan vatandaşlar tarafından ani bir sarsıntı olarak tanımlandı. Sarsıntı sırasında birçok kişi, panikle binaların dışına çıktı. Olay yerine intikal eden güvenlik güçleri ve belediye ekipleri, durumu kontrol altına almak için hemen harekete geçti. Çökme olayının ardından, çevredeki binaların durumu incelenerek, olası yeni çökme ya da hasarların önüne geçmek için güvenlik tedbirleri alındı.
Ayrıca, olay yerine gelen vatandaşlar arasında, çökme esnasında bina içinde kimsenin olmaması büyük bir şans olarak görüldü. Metruk bina, yıllardır kullanılmadığından dolayı içinin boş olduğu öğrenildi. Ancak yine de, olayın meydana geldiği yerin yakınında yaşayan居民ler, bu tür binaların tehlikesini sıkça dile getirerek, yetkililere seslerini duyurmaya çalıştılar.
Bakırköy’de meydana gelen bu olay, İstanbul genelinde metruk binalarla ilgili tartışmaları alevlendirdi. Uzmanlar, şehirdeki eski yapılarının çoğunun, depreme dayanıksız olduğunu belirtiyor. Yapılan araştırmalara göre, İstanbul'da 10.000'den fazla boş ve metruk bina bulunuyor. Bu binaların çaresi olarak, yıkım ve yenileme projelerinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, yetkililere çağrıda bulundu.
Çökme olayının neden olduğu endişeler, yerel yönetimlerin metruk binalarla ilgili çalışma başlatması gerektiğini gündeme getirdi. Yetkililerin, bu tür yapıları istatistiksel verilere dayalı bir şekilde takip ederek, riskli olanların tespitinde adım atması kritik öneme sahip. Ayrıca, binaların yıkımı esnasında çevre güvenliği ön planda tutulmalı ve halkın bu konuda bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, önümüzdeki günlerde metruk binaların tespiti ve yıkımı konusundaki çalışmalara ivme kazandırmayı hedeflediklerini açıkladı. Bakımsız yapıların kentte yaratabileceği riskleri minimize etmek amacıyla, bu tür yapıların tespitine ilişkin bir halk duyurusu hazırlamaya başladıkları bildirildi. Aynı zamanda, deprem riskine karşı alınacak diğer önlemler üzerinde de çalışmalar devam ediyor.
Bu olay, İstanbul'da metruk binaların tehlikesini bir kez daha gözler önüne sererken, gelecekte benzer durumların yaşanmaması için toplumsal bilincin artırılmasının gerekliliğini de ortaya koyuyor. Toplum olarak, bu tür yapılarla ilgili farkındalığın artması ve yetkililerin harekete geçmesi, olası felaketlerin önüne geçmek için zaruridir.
Sonuç olarak, Bakırköy'de yaşanan bu çökme olayı, sadece bir yapının yıkılması değil, aynı zamanda İstanbul'un genelinde yaşanması muhtemel bir tehlikenin sembolü oldu. Yetkililerin bu konuda daha duyarlı ve hızlı hareket etmesi, İstanbul’un güvenli bir şehir olabilmesi için şarttır. Metruk binaların tehlikelerinin önlenmesi adına herkesin üzerine düşeni yapması gerektiği bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.